Yok böyle bir dünya. Kadın özerktir, sorumluluklarını özgürce, seçerek, sevgiyle yapar. Kadınlık üzerine kimse dayatma dili kullanamaz.
Tarih boyunca hukuki ve ekonomik haklarını gasp ettikleri kadınları hayatta kalması için sürekli birini memnun etmek zorunda bıraktılar.
Eğitim hakkı yok, oy hakkı yok, hukuki statüsü çocuk statüsünden hallice. Dulluk kötü, bekarlık cinselliğe açıklık. Oh, kukla. Sömür gitsin.
Çocuğu yaramaz olur “yeterince pedagoji kitabı okumadın mı?”
Kocası aldatır “son zamanlarda onu ihmal mi ettin?”
Ciddi olur “erkek gibisin.”
Güzel görünür “cinsel olarak aranıyorsun.”
Zehirli bıçak gibi, survivor oyunu.
Hepsini reddediyorum. Kadın istediğini olur.
Bugün gergin olurum, yarın en güzel elbiselerimi giyerim, öteki gün para kazanır, ondan sonraki gün sadece aşk üzerine düşünüp şarkı söyleyerek odamı silerim.
Bu benim ve tüm kadınların özgürlüğüdür.
Bugün ev toplamak istemiyorsam istemiyorumdur. Sakat değilsen el atarsın.
Üzgünken makyaj yapmak zorunda değilim. “Sevgilin seni beğenmeyip terk ederse?”
E ben ya onu terk edersem? Niye bu bıçak hep bana?
Korku manipülasyonlarını çöpe fırlatın. Bana hizmet etmeyen aşk köleliktir. Duygularımı içimden geldiği gibi yaşamayıp korkutuluyorsam, yokum.
Kadın, kadın gibi hissettiğinde, erkeği ona saygı ve sevgi sunduğunda; aşkı içten yaşar, o ilişkiye parlayan gözleriyle güzellikler sunar kadın.
Ama ona “kadınsın susacaksın” gibi cinsiyetçi dayatmalar yapamazsın. Sonunda bu low kalite kölelik ilişkisinde sen de kaybedersin.
07/04/23 Hatice Acar