ENGEREK DÜĞÜMÜ

François Mauriac’ın bir romanıdır bu. Ben yıllar önce Peyami Safa’nın tercümesinden okumuştum. Nobel ödüllü Fransız yazar bu eserinde; mutlu olamayan ve birbirini sevmedikleri halde soğuk hayat yaşayan bir ailenin dramını anlatır. Bu romanın adı, seçim ittifaklarının yapısıyla ilgili çağrışımlar yaptı bende. İttifaklar, genetik yakınlıkları olan veya ortak idealleri bulunan teşekküller veya kurumlar arasında olursa sağlıklı olur. Ülkemizde genişletilmesi için çalışmalar yapılan parti öbeklerine baktığımızda gördüğümüz zoraki bir nikah, tam bir engerek düğümüdür.

Engerek yılanı küçüktür ama zehirlidir. Kullanmasını bilenlerin elinde zehir de bir ilaçtır ama yılanların sokmasına fırsat vermemek şartıyla. Ben bir müddettir, yeni hükümet sistemi eleştirilerimi bu hassasiyetle yapıyorum. %50+1’i dayatan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, maalesef kan uyuşmazlığı olan birbirine zıt partileri de aynı çuvalın içine atmaya zorlamaktadır. Bu, sağlıklı bir güç birliği, ülkenin hayrına olacak güvenilir bir beraberliği bence imkansız kılmaktadır.

Namık kemal;”Fikirlerin çarpışmasından gerçeğin şimşeği doğar.” der. Ama asgari müştereklerde bir ve beraber olanlar için geçerlidir bu. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerini kabul etmeyen, dilime ve dinime, bayrağıma ve birliğime düşman unsurlarla yapılacak bir tartışma sadece kakafonik streslerin çırası haline getirir bizi. Çenemizi yorar, ruh sağlığımızı bozar.

Demokrasimiz için faydalı tarafından da bakmaya çalışabiliriz. Bunca benzemez, kimyası farklı, programı değişik parti bir araya geliyor, yan yana durabiliyor, konuşup anlaşabiliyorsa sosyolojik açıdan hatta sevindiricidir bu. Fakat burada aranması gereken en önemli değer samimiyet olmalıdır. Samimiyetin olmadığı yerde, herkesin diğerinden kuşkulandığı bir ortamda güven duygusu kaybolur.

Millet İttifakı bir ara sendelese de çabuk toparlandı ve yoluna devam ediyor. Bence bu bile bir samimiyet sınamasıydı. 6’lı masa bileşenleri ideolojik farklılıklarının farkında. Ama gördüğüm kadarıyla temel konularda sağladıkları mutabakat ile yoluna devam ediyorlar. Cumhur İttifakı üyelerinin, özellikle MHP ve Bahçeli’nin inatla ve ısrarla HDP’yi de ittifakın bir ortağı gibi görmesi ve göstermeye çalışmasına rağmen, Millet İttifakı duruşunu ve tutumunu değiştirmemiştir. Nitekim Meral Akşener; ”Cumhurbaşkanı adayı elbette herkesle görüşebilir ve hatta görüşmeli, tüm seçmenleri kucaklamalıdır, ama HDP’ yi masaya getiremez.” diye açık açık görüş bildirmiştir.

Şu kadere bak ki; aynı Bahçeli, AKP’nin, Hizbullah terör örgütünün ruh ikizi HÜDA PAR ile görüşmesine ve bu Türklük düşmanı partinin Cumhur İttifakını destekleme kararına ne hikmetse bir kelime bile olsa itiraz etmemiştir. Doğu Perinçek bile isyan etmiş, cinayet ve ihanet olarak nitelemişken MHP ve Bahçeli acaba niye suskundur? Hüda par’ın Hdp’den ne farkı vardır?! Anlıyor musunuz 50+1’in bizi nelere zorladığını?“Kimleeerr kimlerle beraber!” diye hayıflananlar, şimdi ayna karşısında, aynı soruyu kendi yüzlerine bakarak yüksek sesle bir defa daha sormalıdırlar.

Biz Cumhurbaşkanı seçimiyle oyalanırken aslında dahili ve harici bedhahların hangi tuzakların hazırlığı içinde olduklarını bir an bile gözden kaçırmamalıyız. Ben, sayın Bahçeli de dahil tüm milliyetçilerin, Atatürk devrimcilerinin ve dahi Cumhuriyete sevdalı pırıl pırıl gençlerin ruhlarında kabaran fırtınanın seslerini duyar gibiyim. ABD başta olmak üzere, tüm emperyalistlerin kuşatmasına birlikte direnecek, etrafımızı çevrelemeye çalışan zincirleri birlikte parçalayacağız. Engerek düğümlerini bozacağız.