Kız Çocuklarının Eğitime Kazandırılması Mı, Laikçi Hezeyanlar Mı?

Abdullah Damar

13-07-2023 15:38

Milli Eğitim Bakanı SayınYusuf Tekin, katıldığı bir canlı yayın programında, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin, "Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum." dediğini iddia ederek "Şimdi benim Milli Eğitim Bakanı olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşmasını sağlamaktı. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli.” Karma eğitimin esas olduğunu söyleyen Tekin, "Ama bu tür gerekçelerle, yani eğitimin, okullaşma oranının artması anlamında bu tür tedbirleri almak gerekiyorsa beraber alalım." ifadesini kullandı.

Bu ifadeler üzerine, bizim de içinde olduğumuz cenahtan, karma eğitimin tehlikede olduğuna dair birçok açıklama yapıldı.

Bu konu bizi yıllar önce “Haydi Kızlar Okula Kampanyası” sırasında, mesai arkadaşlarımızla birlikte Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde yaptığımız çalışmaları hatırlattı.

Bu çalışmalara geçmeden önce UNICEF’in eğitim hakkı konusundaki tespitine bakmak gerekiyor. UNICEF,  "Her çocuk eğitim hakkına sahiptir. Eğitim; çocuklara, yeteneklerinin farkına varmaları ve zararlı şeylerden kendilerini korumaları için gerekli olan bilgi ve beceriyi kazandırır. Ve eğitim daha nitelikli bir yaşamı beraberinde getirdiği gibi topluma büyük katkılar sunar. Bu nedenle eğitim, her ülkenin kalkınması için önemlidir. Buna karşın kızlar bu hakkın çok uzağında, çok gerisindedirler. Bu durum devam ettiği sürece, söz konusu kalkınma hiçbir zaman gerçekleşemeyecektir." tespitiyle beraber 2003 yılında bir kampanya başlattı. Bu kampanyanın Türkiye ayağı, ‘Haydi Kızlar Okula’ sloganında ifadesini bulan ‘Kız Çocukların Eğitimine Destek Kampanyası’, dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik ile UNICEF Genel Direktörü Carol Bellamy tarafından 2003 yılı Haziran ayı ortalarında başlatılmıştı.

Kampanyanın amacı; 2005 yılına kadar ilköğretimde kız–erkek öğrenci eşitliğini sağlamak olarak belirlenmiş, bu amaç doğrultusunda, kız çocukların  okullulaşma oranlarının görece düşük olduğu 53 ilde kampanya yürütülmesi karar altına alınmıştı.. 2003 yılında yapılan ve eğitimde toplumsal cinsiyet konusunu ele alan araştırmaya göre, ilköğretime kayıt açısından kız ve erkek çocuklar arasında %7’lik bir açık bulunmaktaydı.

O dönemde Türkiye’de eğitim alanındaki cinsiyet eşitsizlikleri ülkenin özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde önemli boyuttaydı. Kimi illerde 6-14 yaş arasındaki kız çocuklarının yaklaşık % 50’si okula devam etmezken, ülkenin kırsal kesimlerinde bu oran % 60’ı geçmekte ve bu çocukların okula kaydı bile bulunmamaktaydı.

Bu durumun nedenleri arasında;

Doğu ve güneydoğu illerinde okul ve derslik yetersizliği ileri boyutlardaydı.

-Taşımalı eğitimle çocukların kilometrelerce uzaktaki okullara gitmek zorunda kalmaları O dönemde 57 bin öğrenci taşıma merkezlerine taşınmakta, 21 bin kız öğrenci devamsızlık yapmaktaydı.

-Taşınma olanağı olmayan 52 bin çocuk yatılı okullarda kalmak zorundaydı ve aileler çocuklarını yatılı okullara göndermek istememekteydi.

-Kız çocuklarının okula gönderilmemesinin nedenleri arasında ekonomik zorluklar ve çocukların tarla işlerinde çalıştırılması olarak görülmekteydi.

-Kültürel ortam ve ataerkil aile geleneği nedeniyle kız çocuklarının eğitim alması geri plana atılmıştı.

- Birçok aile kız çocuklarını henün 14-15 yaşında evlendirmekte, özellikle Harran, Akçakale gibi yerlerde ikinci, üçüncü eş olarak bu çocuklar evlendirilmekteydi.

-Başarılı kadın örneği yok denecek kadar azdı, model olması gereken kadın öğretmenlerse kent merkezlerinde görev yapmaktaydı. (Yeni atanan bir kadın öğretmenin, norm kadrosu olmayan merkez bir okula alınması için yerel yöneticilerle tartışmış, o tartışma sonucunda yöneticilik görevimizden istifa etmiştik.)

-Bu ortamda çocuklarını okutmak isteyen aileler özellikle 5.sınıftan itibaren artan eğitim harcamaları nedeniyle kız çocuklarını okutmamaktaydı.

Çocuklar, özellikle de kızlar, evde ya da tarlada işlere yardımcı olsunlar diye okula gönderilmemekteydi. Kız çocuklarının eğitimi, geleneksel olarak fazla önemsenmemekteydi.

Bütün bunlara ek olarak özellikle görev yaptığımız Harran’da., kırsal kesimden kent merkezlerine çeşitli nedenlerle yaşanan göç dalgası köy okullarını açık tutmanın maliyetini yükseltmiş, bu amaçla taşımalı eğitim sistemi hayata geçirilmişti. Bu sistemde çocuklar taşıma merkezi olarak belirlenen okullara taşınmaktadır. Ancak burada da bazı sorunlar ortaya çıkmakta, bazı yörelerde aileler özellikle ergenlik yaşındaki kızlarının erkeklerle aynı araçta okula gidip gelmesini istememektedir. Bu durum da kızların yüksek oranda okulu terk etmelerine neden olmaktadır.

İşte bu tanımladığımız tablonun en çarpıcı örneklerinin yaşandığı Şanlıurfa’nın Harran ilçesine 2002 yılı Temmuz ayında  ilçe milli eğitim şube müdürü olarak atandığımızda şöyle bir tabloyla karşılaştık; ilçe genelinde 78 köy okulu, merkezde 1 lise, 3 ilköğretim okulu ve yaklaşık 6500 öğrenci bulunmakta ve bu öğrencilerin 5 bini erkek, 1500’ü kız öğrenciydi. Daha da çarpıcı olanıysa okullardaki öğrenci durumunu incelediğimizde ise merkezde bulunan lisede 500 öğrenci olmasına rağmen sadece 1 kız öğrenci olması, köy okullarında ve taşıma merkezlerinde hiçbir kız öğrencinin olmadığı gerçeğiyle yüzleşmemizdi.

2003 yılında “Haydi Kızlar Okula Kampanyası”nın başlatılmasıyla, kampanya çerçevesinde ve özellikle orada uzun süre görev yapan öğretmen ve yöneticilerle durum değerlendirmesi yaptığımızda üç aşamalı bir plan geliştirdik. Planımızın ilk aşaması mülki amir önderliğinde bir komisyon oluşturarak bu komisyon aracılığıyla bütün köyleri gezmek, vatandaşları, kız çocuklarının okula gönderilmesi için gereken çalışmaları yapmaktı. Planımızın ilk aşamasını gerçekleştirdik. Yeteri kadar komisyon kurarak çalışmalara başladık. Komisyonda biz, ilgili okul müdürleri, ilçe müftülüğünden temsilci ve kadın öğretmenler yer aldı.

Kız çocuklarının neden okula gönderilmediğini araştırdığımızda, çoğunlukla tarlada aileye yardım etme, ev işlerine yardım etme, okula gitmek için erkek öğrencilerle birlikte araçlara binmeme ve erkek çocuklarla aynı sınıfta öğrenim görmeme gibi nedenler öne çıkmıştı.

Bu gerekçelere paralel olarak planımızın ikinci aşamasını vatandaşlarla paylaştık. Kız çocuklarını taşıma merkezi okullara ayrı araçlarla taşıyacaktık. Üçüncü olarak da yaşları ilkokul birinci sınıfa uygun olmayan öğrencilere Halk Eğitim merkezi bünyesinde okuma yazma kursları açarak birinci ve ikinci kademe okuma yazma belgesi verip, yaşlarına uygun sınıflara kaydetmek ve üstelik bu sınıflarda karma eğitim değil, sadece kızların devam edeceği sınıflar oluşturmaktı.

 Bu planımız hem mülki amir, hem de vatandaşlar tarafından olumlu karşılandı. Çalışmalara başladık. Yoğun ve olağanüstü bir performansla 2003 yılı Eylül ayında adrese dayalı kayıt sisteminin de yardımıyla yüzlerce kayıt dışı kalmış kız çocuğunu okullara kaydettik ve taşıma merkezlerine taşıdık. Okullarımız doldu, taştı. İlçedeki diğer kamu kurumlarının atıl salonlarını, lisenin bir bölümünü ve atölyelerini dahi sınıf olarak kullandık. Velilerimize söz verdiğimiz gibi her köye kızlar için araçlar tahsis ettik, sadece kızlardan oluşan sınıflar oluşturduk ve ilk dönemin sonunda bütün kız çocuklarına okuma yazma belgesi vererek yaşlarına uygun sınıflara kaydettik.

Kampanya devam ederken yapılan dönem sonu değerlendirmelerinde kız öğrenci sayımızı % 220 oranında arttığını tespit ettik. Şanlıurfa’da, ilçeler arasında en büyük başarıyı yakalamıştık. İlçemize okul yatırımları, derslik yapımı, yetmeyen yerlere Atatürk Barajı şantiyesinde prefabrik okullar, lojmanlar taşıdık. Son olarak da, ilçe genelinde bir bağış kampanyası açarak, öğretmenlerin de desteğiyle 3 ay gibi bir sürede kız pansiyonu olan “Öğretmenin Pansiyonlu İlköğretim Okulu”nu kazandırdık. Öyle ki, 2004 Haziran ayında memleketlerine giden öğretmenler, Eylül ayında Harran’a döndüklerinde karşılarında 24 derslikli, pansiyonlu bir okul buldular.

Bu çalışmalarımız üzerine dönemin İlköğretim Genel Müdürü Sayın Servet Özdemir ve UNICEF Temsilcileri ilçemizi ziyaret ettiler. Bizlerle toplantılar yaptılar, çalışmalarımızı anlattık. İlçeden bir grup kız öğrenci ve velilerle birlikte bir televizyonda program yapan Sayın Mehmet Ali Birand’ın programına katılmak üzere İstanbul’a gittik ve programa katıldık. Ulusal basından birçok gazeteci ilçemize gelerek röportaj yaptı. Yaptığımız çalışmalar UNICEF tarafından bir broşür haline getirilerek ilgililere sunuldu.

2006 yılında ilçeden ayrılırken öğrenci sayımız 13 bin civarındaydı ve kız erkek öğrenci dengesi sağlanmıştı.

2018 yılında, kızımızın öğretmen olarak Harran’a atanması nedeniyle ilçeye gittiğimizde, gördüğümüz manzara karşısında adeta şok yaşadık. 2003 yılında lisesinde 1 kız öğrencinin bulunduğu ilçede Sağlık meslek Lisesi, İmam Hatip Lisesi, birçok ilkokul açılmıştı. Kızlar, çalışma yaşamına katılmış, alışveriş yaptığımız marketlerde, diğer kurumlarda çalışan kadın oranı yükselmişti. Hele, Gaziantep’te bir üniversitenin lokalinde sohbet ederken tanıdık bir sesin bize seslenmesi, o kişinin, kızını hukuk fakültesine kaydetmek için ilimize geldiğini ifade etmesi ikinci bir şoku yaşattı.

Çok önemli çalışmalar yapmıştık, adeta ilçenin kaderi değişmiş, kızların eğitim alması ve iş hayatına girmesi, onların erken evlilik gibi, ikinci eş gibi durumlarını ortadan kaldırmış, hayata eşit olarak katılmalarını sağlamıştı. (Dönemin belediye başkanının üç eşli olması durumun vahametini açıklamaya yetecektir.)

-Bu çalışmaları yapmayacaktık da ne yapacaktık?

-Haydi Kızlar Okula Kampanyası ile ilgili birçok yöneticinin yaptığı gibi kağıt üstünde komisyonlar kurup, hayali raporlar mı hazırlamalıydık?

-Kızların, taşıma merkezi okullara ayrı araçla gitme taleplerini yok sayıp, gelen gelir, gelmeyen gelmez, kızlara ayrı araç tahsis etmek haremlik selamlık uygulaması olur, bunu yapamayız, laikliğe aykırı mı deseydik?

-Kızların okuma yazma öğrenmesi, sadece kızların olduğu sınıflarda eğitim alması, yaşlarına uygun okullara kaydedilmesi uygulamasını yapmak yerine, bu uygulama karma eğitimi yok saymaktır, laikliğe aykırıdır, laiklik adım adım elden gidecek mi deseydik?

Bugün Sayın Bakanın açıklamalarıyla başlayan karma eğitim tartışmaları, boş tartışmalardır ve karma eğitimi esnetecek tartışmalar değil, laikçi hezeyanlardır!

Herhangi bir konuda tartışma  yürütülecekse, hele de bu konu eğitimle ilgiliyse, ülke sosyolojisi, ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, laikleşme, sekülerleşme gibi kavramların süreçten kopuk ezberlenmiş “İlerici-gerici” saçmalıklarıyla değil; üretici güçlerin gelişimini, kentleşmeyi, bilimsel gelişmeleri, Anadolu kültürünü, insanını, dinsel zenginliğini, hoşgörüyü ve bir bütün olarak birbirine saygıyı elden bırakmamak gerekiyor.

Ayrıca sadece kız çocuklarına mahsus okul türleri zaten eğitim sistemimizde var ve bütün dünyada da bu tür uygulamalar mevcut. Sayın Bakan’ın açıklamalarını bağlamından koparmak yerine, varsa alternatif eğitim uygulamalarını bilince çıkarmak ve elden geldiğince uygulamaya çalışmak gerekiyor.

Bu bağlamda Türkiye kapitalizminin geldiği aşama, kentleşme, bilimsel gelişmeler ve anayasanın, hukukun, kanunların ve bilginin akla ve bilime dayanması anlamına gelen laikliğin tehlikede olduğu, Türkiye’nin Afganistan olacağı, Ortadoğu ülkesi olacağı, IŞİD’leşeceği gibi işkembeden atılan söylemlerin ne sola, ne de halka bir yararı olmayacaktır!

Karma eğitim asıldır fakat duruma göre vatandaşlarımızın taleplerinin dikkate alınması da demokratik bir ülke olmanın gereğidir.

Kaynaklar

HAYDİ  KIZLAR OKULA! KIZ ÇOCUKLARIN OKULLULAŞMASINA DESTEK KAMPANYASI.MEB İLKÖĞRETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

 

DİĞER YAZILARI Resen Atamaların Kanuni Dayanağı Öğretmenlik Meslek Kanunu’dur! 01-01-1970 03:00 Eğitim Öğretim Gerçekliğimiz ve Eleştirel Düşünme 01-01-1970 03:00 Türkiye'de Eğitim Hakkının Engelleri 01-01-1970 03:00 Kapsayıcı Bir Öğretim Programında Eşitlik Açıklarını Kapatmak 01-01-1970 03:00 Özel Program Uygulayan Okullar ve Özel Proje Uygulayan Okullar 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Akademisi ve Güvencesiz Çalışma 01-01-1970 03:00 Sendika Dayanışma Aidatı Tartışması 01-01-1970 03:00 Türkiye Ekonomisi ve Dış Politikaya Yansımaları 01-01-1970 03:00 Bölgesel Farklılıklar ve Eğitim Hakkı 01-01-1970 03:00 Okuduğunu Anlama Becerilerini Geliştirmenin Temel İlkeleri Nelerdir? 01-01-1970 03:00 Çocuklarda Okuma Motivasyonu Nedir, Nasıl Geliştirilir? 01-01-1970 03:00 Çocuklarda Okuma İlgisinin Önemi 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza Gelişim Odaklı Zihni Kazandırmalıyız 01-01-1970 03:00 Okuma Tutumunu Desteklemede Öğretmenlerin Rolü 01-01-1970 03:00 Okuma Öncesi Kullanılan Stratejiler 01-01-1970 03:00 Okuma Tutumunu Desteklemede Ebeveynin Rolü 01-01-1970 03:00 Hizmet İçi Eğitim Çalışmalarının İşlevsizliği! 01-01-1970 03:00 Yeni Sözcük Öğretimi Nasıl Olmalı? 01-01-1970 03:00 Kelime Dağarcığı Nasıl Geliştirilir? 01-01-1970 03:00 Okuma Alışkanlığını Engelleyen Kitap Sınavları! 01-01-1970 03:00 Okuduğunu Anlama Sürecinin Aşamaları 01-01-1970 03:00 Okuma-Anlama Çalışmalarında Kullanılan Yol ve Yöntemler 01-01-1970 03:00 Okuma-Anlama Becerisini Etkileyen Duyuşsal Unsurlar 01-01-1970 03:00 Okuduğunu Anlamayı Etkileyen Faktörler 01-01-1970 03:00 Okuduğunu Anlama Sürecinin Aşamaları 01-01-1970 03:00 Okuduğunu Anlama Becerisi 01-01-1970 03:00 Vilayet Maarif Müdürlerinin Görevleri 01-01-1970 03:00 Vilayet Maarif Meclislerinin Kurulması ve Yaygınlaşması 01-01-1970 03:00 Ekonomik Kriz, Çalışan Çocuklar ve Eğitim 01-01-1970 03:00 Geleceğin Becerileri ve Eğitim Sistemi 01-01-1970 03:00 Matematik Öğretiminin Anlaşılır Olması Başarıyı Nasıl Etkiler? 01-01-1970 03:00 Eleştirel Pedagojinin Temel Özellikleri 01-01-1970 03:00 Okula Aidiyet Duygusu Konusunda Yapılabilecekler 01-01-1970 03:00 Yaşam Becerileri Projesinin Önemi 01-01-1970 03:00 Sosyoekonomik Düzeyin Başarıya Etkisi 01-01-1970 03:00 Çocuklara Öğrenmeyi Sevdirmek 01-01-1970 03:00 Aşırı Teknoloji Kullanımına Karşı Aileler Ne Yapmalı? 01-01-1970 03:00 Okul Dışı Öğrenmenin Neresindeyiz? 01-01-1970 03:00 Çocuklar korku ve baskıyla değil, kendi çabalarıyla daha etkili öğrenir 01-01-1970 03:00 İstek Olmadan Öğrenme Gerçekleşir mi? 01-01-1970 03:00 Öğretmen Mülakatlarının Hukukiliği 01-01-1970 03:00 Mülakat Adaletsizliğini Düzeltmek Mümkün! 01-01-1970 03:00 Farklılaştırılmış Öğretimde Öğretmen Rolleri 01-01-1970 03:00 Özel Öğretim Kurumlarında Yaşanan Sorunlar 01-01-1970 03:00 Kavram Yanılgıları Nasıl Giderilir? 01-01-1970 03:00 Neden Farklılaştırılmış Öğretim? 01-01-1970 03:00 Farklılaştırılmış Öğretimin Neresindeyiz? 01-01-1970 03:00 Okulların Temizlik Hizmetleri Belediyelere Devredilmelidir 01-01-1970 03:00 Ekonomik Krizin ve Eğitime Yansımaları 01-01-1970 03:00 Okul Yemeği ve İçilebilir Temiz Su Çocuklarımızın Hakkıdır! 01-01-1970 03:00 Farklılaştırılmış Öğretim ve Temel İlkeleri 01-01-1970 03:00 TYMM’nin Öğretmen Özerkliğine Etkisi 01-01-1970 03:00 Mülakatlar İptal Edilir mi? 01-01-1970 03:00 Haftalık Ders Programı Düzenlenirken Uyulması Gereken Kurallar 01-01-1970 03:00 MEB, Kayıtlardaki Adaletsizliği Önleyebilecek mi? 01-01-1970 03:00 Yaratıcılık ve Yaratıcı Düşünme Nedir? 01-01-1970 03:00 Eğitim Sisteminin Sorunları Otokratik Liderlikle Çözülebilir mi? 01-01-1970 03:00 Öğretmenlerin, Eğitim Sendikalarından Beklentileri 01-01-1970 03:00 Örgütsel Politika ve Politik Davranış Ne Demektir? 01-01-1970 03:00 Örgütlerde Uzmanlığa Dayalı Gücün Önemi 01-01-1970 03:00 Örgütsel Yapılarda Resmiyete Dayalı Gücün Kullanılması 01-01-1970 03:00 Örgütsel Güç Ne Demektir? 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Akademisi; Eğitim Fakültelerine ve Öğretmenlik Mesleğine Darbe! 01-01-1970 03:00 Farklılaştırılmış Öğretim 01-01-1970 03:00 Okul Temelli Planlama Nedir, Süreç Nasıl İşleyecektir? 01-01-1970 03:00 Sosyal Gruplarda Çatışma 01-01-1970 03:00 Tanzimat Dönemi Maarif Modeli 01-01-1970 03:00 Etkili Sınıf Yönetimi Becerileri 01-01-1970 03:00 Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Üzerine Değinmeler 01-01-1970 03:00 Öğrenme-Öğretme İlkeleri ve Özellikleri 01-01-1970 03:00 Öğrenci Motivasyonu için Ailelere Öneriler 01-01-1970 03:00 Öğrenci Motivasyonu için Öneriler 01-01-1970 03:00 Öğrenci Motivasyonunu Düşüren İfadeler 01-01-1970 03:00 Motivasyon ve Öğrenci Başarısı 01-01-1970 03:00 Öğretmen Atamalarında Belirsizlik! 01-01-1970 03:00 Sınıf İçi Etkinliklere Katılımın Engelleri 01-01-1970 03:00 Öğrencilerin Etkinliklere Katılımını Sağlamaya Yönelik İlkeler 01-01-1970 03:00 Öğrencilerin Unutamadığı Öğretmen Davranışları 01-01-1970 03:00 Öğrencilerin Sınıf İçi Etkinliklere Katılımı 01-01-1970 03:00 Eğitimden Erken Ayrılma 01-01-1970 03:00 Müzik ve Resim Yeteneği Olan Öğrencilere BİLSEM’de Engel! 01-01-1970 03:00 Okullaşmayı Azaltan Unsurlar (2) ; Devamsızlık! 01-01-1970 03:00 Okullaşmayı Azaltan Unsurlar; Eğitim Dışındaki Çocuklar 01-01-1970 03:00 Lider Öğretmenliğin Neresindeyiz?? 01-01-1970 03:00 Sınıf Yönetimi ve Özellikleri 01-01-1970 03:00 Çocukları Kitap Okumaktan Uzaklaştırma Yöntemleri! 01-01-1970 03:00 Merak ve Yaratıcılığın Panzehiri 01-01-1970 03:00 Disiplin Amirinin Şikâyetçi/Mağdur Olması Durumunda Oluşan Hukuksal Durum 01-01-1970 03:00 Sosyal ve Duygusal Beceriler ile Akademik Başarı Arasındaki İlişki 01-01-1970 03:00 Öğrenme için Değerlendirme İlkeleri 01-01-1970 03:00 Kamusal Eğitim Aşındırılıyor! 01-01-1970 03:00 Mesleki İyilik Hali Nasıl Sağlanır? 01-01-1970 03:00 Eğitim Sistemi Çocuklara Sosyal ve Duygusal Becerileri Kazandırabiliyor Mu? 01-01-1970 03:00 Örtük Müfredatın Önemi 01-01-1970 03:00 Demokratik Toplumlarda Müfredat Nasıl Belirlenir? 01-01-1970 03:00 Öğrenme Akışının Dört Aşaması 01-01-1970 03:00 KESK, Yeni Bir Mutabakatla Ayağa Kalkmalıdır! 01-01-1970 03:00 Sınıfta Yaratıcılığı Sağlayan ve Engelleyen Unsurlar 01-01-1970 03:00 Yaratıcı Öğretmenlerin Özellikleri 01-01-1970 03:00 Göçmen Öğrencilerin Yaşadığı Sorunlar 01-01-1970 03:00 Devlet Memurluğundan Çekilmiş Sayılma Halleri Nelerdir? 01-01-1970 03:00 Lider Öğretmenler Ne Yapmalı? 01-01-1970 03:00 Öğretmen Motivasyonuna Etki Eden Faktörler 01-01-1970 03:00 Okul Kayıtları, Eğitim Hakkı ve Fırsat Eşitliğini Ortadan Kaldırıyor! 01-01-1970 03:00 İnsandaki Sermaye Türlerinin Farkında Mıyız? 01-01-1970 03:00 Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası Nasıl Olmalı? 01-01-1970 03:00 Memuriyetten Çekilenlerin Yeniden Atanması Nasıl Olur? 01-01-1970 03:00 Laiklik Elden Gitti Mi? 01-01-1970 03:00 Devlet Kurumlarının Engelli Personel Çalıştırma Yükümlülüğü 01-01-1970 03:00 Memurluğun Sona Ermesi Nasıl Gerçekleşir? 01-01-1970 03:00 MEB’den Yaz Okuluna Tırpan! 01-01-1970 03:00 Disiplin Cezaları Geri Alınabilir mi? 01-01-1970 03:00 Disiplin Amirinin Hafiflettiği Cezaya İtiraz Edilebilir Mi? 01-01-1970 03:00 Memuriyetten Ayrılanlara Disiplin Cezası Verilebilir Mi? 01-01-1970 03:00 Disiplin Cezalarının Sicilden Silinmesi Nasıl Olur? 01-01-1970 03:00 MEB’in Yeni Eğitim Politikaları 01-01-1970 03:00 Disiplin Cezalarında Tekerrür 01-01-1970 03:00 Sanal Kamusal Alanın Önemi 01-01-1970 03:00 “Sol” Neden Başarısız? 01-01-1970 03:00 Ortak Politikalar Mutabakat Metninde Öğretmen 01-01-1970 03:00 Disiplin Cezasını Ağırlaştıran Haller 01-01-1970 03:00 Vilayet Maarif Meclislerinin Kurulması 01-01-1970 03:00 Depremzede Öğretmenlere Şartsız Tayin Hakkı Verilmelidir! 01-01-1970 03:00 İlk Maarif Müdürlüğü Ne Zaman Kuruldu? 01-01-1970 03:00 Soruşturma Raporunda Hangi Teklifler Getirilir? 01-01-1970 03:00 76.Madde Şube Müdürleri 01-01-1970 03:00 İdari İzin Kullanan Depremzede Öğretmenler Ek Ders Ücreti Alabilir Mi? 01-01-1970 03:00 Eğitim Nedir, Ne Değildir? 01-01-1970 03:00